Join the Club

Get the best of Editoria delivered to your inbox weekly

Kötümserlik Faydalı Mıdır

Yazı: Semanur DemirEvrimsel perspektife göre doğada insanın hayatta kalabilmesi için tehditleri hesaplayabilmesi ve kendisini güvence altına alması gerekir. Çalılığın ardından bir ses geldiğini fark eden insan için yapması muhtemel iki şey vardır. İyimser ya da kötümser olmak. İyimser olan çalılıklardan gelen sesi bir şey yoktur sadece rüzgar diyerek geçiştirebilir. Kötümser ise çalılığın ardında bir kaplan …

Yazı: Semanur Demir

Evrimsel perspektife göre doğada insanın hayatta kalabilmesi için tehditleri hesaplayabilmesi ve kendisini güvence altına alması gerekir. Çalılığın ardından bir ses geldiğini fark eden insan için yapması muhtemel iki şey vardır. İyimser ya da kötümser olmak. İyimser olan çalılıklardan gelen sesi bir şey yoktur sadece rüzgar diyerek geçiştirebilir. Kötümser ise çalılığın ardında bir kaplan olabileceğini düşünerek kendini koruma ya da kaçma ihtimallerini düşünmeye başlayabilir. Çalılığın ardında avlanmayı hedefleyen bir hayvan olması durumunda iyimser hayatta kalamayacaktır. Bu bakış açısına göre evrimsel olarak kötümser olmaya eğilimli bir zihne sahip olduğumuz söylenebilir. Zihnimiz olayların olumsuz yanlarını görme eğilimindedir. Şöyle bir yaşamınıza göz gezdirdiğinizde sizi mutlu eden anlardansa acı ve hüzün dolu anları daha çok hatırladığınızı fark edebilirsiniz. Olumsuz deneyimlerin bu kadar akılda kalıcı olmalarının sebebi zihnimizin bizi gelecekteki olumsuz deneyimlerden korumaya çalışmasından kaynaklanır. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali bir kere acı çektiğimiz yere karşı daha temkinli ve dikkatli oluruz. Bunun yanında genetik, kişinin aile dinamikleri, içinde bulunduğu kültür ve geçmiş tecrübeleri kişiyi iyimser veya kötümser yapabilir. Kişinin içinde bulunduğu toplum bireyci toplum ise toplumda önemli gözüken bireyin farklılaşmasıdır. Eğer toplulukçu bir kültür ise önemli olan bireyin grupla uyumudur. Bireyci toplumlarda bireyin farklılaşması için olumlu benlik algısına ve kendileri hakkında iyimser bir görüşe sahip olmaları gerekir. Toplulukçu kültürde ise bireyin değeri, önemli diğerleri ile olan ilişkisine bağlı olduğundan bireyin sıkça kendini eleştirmesi gerekir. ‘Bu bilgiler ışığında Japon ve Kanadalı üniversite öğrencileri üzerinde gerçekleştirilen bir çalışmada, Japon öğrencilerin Kanadalı öğrencilere oranla daha kötümser oldukları bulunmuştur (Heine ve Lehman 1995).’ Peki günümüz dünyasında kötümser olmak eskisi kadar işlevli mi diye soracak olursak araştırmalar kötümserliğin depresyon gibi ruhsal hastalıklara zemin hazırlamasının yanında fiziksel ve sosyal olarak da insana iyi gelmediği görüşünde birleşiyor. 

Kötümser, karamsar kişi genelleştirilmiş bir olumsuz sonuç beklentisi içindedir. Onun için işler hiçbir zaman yolunda gitmeyecektir. Başarısız olacağına inandığından gönülden istediği şeyi denemek yerine mevcut durumunu korumayı tercih edecektir. Her zaman neyin yanlış gideceğini düşünür, işler yolundayken şaşkınlıkla işlerin bozulacağı zamanı bekler. Bir riske karşı üç faydayı görmezden gelebilir, güçlü yönlerini küçümserken zayıf yönlerini gereğinden fazla büyütür. Diğer insanların neşeli iyimserliğinden rahatsız olur ve onların daha fazla hayal kırıklığı yaşayacağını düşünür. Hayal kurmakta zorlanır, kursa bile olumsuz senaryolarla kendini daha mutsuz hissettirebilir. Bu insanların temelde yaptığı şey daha fazla acı veya hayal kırıklığı yaşamamak için beklentilerini sıfıra indirmektir. Kendilerini en kötü senaryoya hazırlayarak minimum hasar almayı hedeflerler. Dozunda kötümserlik insanların, karşılarına çıkacak pürüzleri görmelerine, sorun için hazırlıklı olmalarına, plan yapmalarına imkan sağlarken aşırıya kaçan kötümserlik ise sürekli düşünme, depresyon, uyku problemleri, stres, kendini yalnızlaştırma, sağlık sorunları gibi olumsuz durumları beraberinde getirir. 

Sonuç olarak, evrimsel bir bakış açısından kötümserliğin hayatta kalma mekanizmalarımızın bir parçası olarak geliştiğini kabul etmek, bu duygusal eğilimin koruyucu bir işleve sahip olduğunu anlamamıza yardımcı olur. Ancak günümüz dünyasında, bu evrimsel mirasın bizi sürekli tehdit eden bir dünyaya karşı koruma yöntemi olarak işlevselliği sorgulanabilir. Modern toplumların getirdiği psikolojik ve sosyal zorluklar, kötümserliği daha çok bir yük haline getirmiş, bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığını olumsuz yönde etkileyebilecek bir faktör olarak ön plana çıkarmıştır. 

KAYNAKÇA:

https://kikwell.com/iyimser-misiniz-karamsar-mi-nasil-saglikli-bir-iyimser-oluruz/#:~:text=%C4%B0yimser%20ve%20karamsar%20d%C3%BC%C5%9F%C3%BCnce%20aras%C4%B1ndaki,yaparak%20olumsuza%20odaklan%C4%B1rken%20olumluyu%20k%C3%BC%C3%A7%C3%BCmser.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/115213

https://psikologenesdincer.com.tr/karamsarlik-nedir-neden-karamsar-hissederiz/

Bültenimize Katılın

Bu yazıyı beğendiniz mi? Aylık bültenimize bayılacaksınız.

Editör

Editör

Yorumlar

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir