Haber: Meltem Uygun Mağara alegorisi, Yunan filozof Platon'un Devlet adlı eserinde, Sokrates'in ağzından ortaya atılan en önemli alegorilerden biridir. Alegoriye göre bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir. Bu insanlar başlarını sağa ve sola çeviremezler, sadece karşılarındakini görebilmektelerdir. Doğuştan beri bu mağarada bulunan insanlar, mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür. Bunları gerçeklikleri olarak algılarlar. Nihayet bir gün bu insanlardan bir …
Haber: Meltem Uygun

Mağara alegorisi, Yunan filozof Platon’un Devlet adlı eserinde, Sokrates’in ağzından ortaya atılan en önemli alegorilerden biridir. Alegoriye göre bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir. Bu insanlar başlarını sağa ve sola çeviremezler, sadece karşılarındakini görebilmektelerdir.
Doğuştan beri bu mağarada bulunan insanlar, mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür. Bunları gerçeklikleri olarak algılarlar. Nihayet bir gün bu insanlardan bir tanesi zincirlerinden kurtulur. Mağarayı terk eder. Mağarayı terk eden bu insan, mağaranın dışında yeni bir gerçeklik ile tanışır. Duvarda gölgelerini gördüğü nesnelerin, sanı olduğunun farkına varır. Bunu mağaradaki arkadaşları ile paylaşmak üzere mağaraya geri döner. Mağaradaki arkadaşları ise mağaranın dışında farklı bir gerçeklik olduğuna inanmazlar. Bu insanlara mağaranın dışındaki gerçekliği aktarabilmek de imkânsızdır.

Platon’un sanı dediği şey dünyada, duyu organlarımızla elde ettiğimiz muğlak verilerdir. Bilgiler, bu haliyle doğru bilgi olarak kabul edilemezler. Çünkü bu bilgi, asıl gerçeklikler olan ideaların birer yansıması olan gölge varlıkların algılarıdır. Fakat doğru bilgi asıl gerçeklik olan ideaların bilgisidir.
Platon’un mağara alegorisine göre gerçeklik, ışığın ve dünyanın varlığının nedenidir. Değerleri ve fikirleri serbest bırakır. Platon’a göre sanat; gerçekliği veren bir süreç değil ideaların kopyası olan nesnelerin kötü bir taklidinden ibarettir. Üçüncü dereceden bir kopya olan sanat, bizi gerçekliğe yaklaştırmak yerine uzaklaştırmaktadır. Platon’a göre gerçeklik mağaranın dışında var olan gerçekliktir ve bu dünya, idealar dünyasının bir yansımasıdır.

Platon’a göre nesneler ve idealardan oluşan iki ayrı dünya vardır. İnsan bedensel olarak nesneler dünyasına aittir ve orada bulunmaktadır. Ancak ruhen bir zamanlar bulunduğu idealar dünyasından izleri kendisinde taşımaktadır. Mağara Alegorisi, içinde bulunduğumuz toplumu temsil etmenin yanında bizlere sürü psikolojisiyle özgürlükten uzak ve toplum tarafından belirlenmiş doğruların çizgisinde yaşayan insanları anlatmayı hedefler. Alegoride mağaranın toplumu; zincirin o toplumsal yapı içerisinde var olan kuralları, mağaranın duvarına yansıyan gölgelerin toplumda kabul edilen doğruları sembolize ettiği ileri sürülmektedir.
Buna göre zincirini kıran birey, gerçek hakikatin peşine düşen bir filozof olduğu kadar sorgulayan insanı da temsil etmektedir.