Sanat Duvarı Dergisi bünyesinde kurulan Edebiyat Duvarı kitap kulübü; motivasyona ihtiyaç duyan, kendini geliştirmek isteyen bireylere ulaşıyor. Edebiyat Duvarı, sanatın yaratıcı gücü ile bilgiye ulaşmayı hedefleyen kitapseverlere, okudukları kitaplar hakkında tartışabilecekleri bir ortam yaratıyor. Bu bilgi alışverişleri okuyucuların okudukları kitaplara farklı pencerelerden bakmalarını sağlıyor, tüm bu gelişim yolculuğunda kulüp üyeleri sağlam okuma arkadaşlıkları kuruyor. Bu …
Sanat Duvarı Dergisi bünyesinde kurulan Edebiyat Duvarı kitap kulübü; motivasyona ihtiyaç duyan, kendini geliştirmek isteyen bireylere ulaşıyor. Edebiyat Duvarı, sanatın yaratıcı gücü ile bilgiye ulaşmayı hedefleyen kitapseverlere, okudukları kitaplar hakkında tartışabilecekleri bir ortam yaratıyor. Bu bilgi alışverişleri okuyucuların okudukları kitaplara farklı pencerelerden bakmalarını sağlıyor, tüm bu gelişim yolculuğunda kulüp üyeleri sağlam okuma arkadaşlıkları kuruyor.

Bu bağlamda kulüp olarak okuduğumuz ilk kitabımız Mihail Bulgakov’dan Köpek Kalbi oldu. Kulüp üyesi bazı arkadaşlarımız keyifli geçen ilk toplantının ardından kitap hakkındaki yorumlarını yazıya döktüler. Biz de sizler için onları derledik!
Kitap kulübümüze katılmak istiyorsanız info@kultursanatduvari.com’a mail atabilirsiniz!
”Mihail Bulgakov bence hak ettiği değeri görememiş, çok büyük ve zeki bir yazardır.”
Bu kitabı ilk okuduğumda henüz bu dergi ortada yoktu. O gün kitabı okurken bunu bir kitap kulübüyle birlikte okusam ne güzel olur diye düşünmüştüm. Bugünü beklemiş. Yine okudum, bu sefer bu güzel kitap kulübümüzle birlikte okuduk. Üstelik kulübümüzün ilk kitabı oldu. Yine çok beğendim. Bence dünyada yazılmış en başarılı hiciv eserlerinden biri. Mihail Bulgakov bence hak ettiği değeri görememiş, çok büyük ve zeki bir yazardır.
Eylül Giriftinoğlu

”Köpek Kalbi’ni herkesin okumasını canı gönülden tavsiye ederim.”
Köpek Kalbi, Ukrayna’nın Gogol’u olarak tanınan Bulgakov’dan okuduğumuz harika bir kitaptı. Bulgakov’dan okuduğum ilk eserdi ancak bana çok şey katan bir kitap oldu. Şarik’in ameliyatına kadar olan kısmı büyük bir heyecanla hatta gözümün önünde canlandırarak okudum diyebilirim. Ameliyat sonrası yaşananlar da ise benim için akıcılık biraz daha azalsa da, o bölümün de en az ilk yarısı kadar güzel olduğunu söyleyebilirim. Bulgakov’un dili de gayet anlaşılırdı. Yaptığı hicivlerin üzerine düşünüldüğünde de şu anki hayatımız için bile geçerli bir çok anlam çıktığını söylemeden geçemeyeceğim. Köpek Kalbi’ni herkesin okumasını canı gönülden tavsiye ederim.
Nilsu Kul

”Yazdığı beklenmedik son, benim gözümde onu bir adım daha ileri taşıdı.”
Köpek Kalbi, ilk okuduğum Mihail Bulgakov eseri oldu. Kitabın ismine baktığımda bir köpeğin dostaneliği, sadakati ile ilgili bir kitap olacağını düşünmüştüm. Fakat içeriğine baktığımda çok farklı olduğunu gördüm. Yazarın beni şaşırttığı ilk konu buydu. Yazı diline gelecek olursak dilinin sadeliğini ortalama buldum. Çünkü fazlasıyla tıbbi terim vardı fakat çevirmen notlarında hepsi gayet güzel açıklanmıştı. Eleştiriyi ve sembolizmi çok güzel kullandığını düşünüyorum. Şarik’in ameliyat sahnesini ve daha birçok olayı okurken film izliyor gibiydim. Bolşevik devrimi ile ilgili eleştirileri de okurken oldukça hissediliyordu. Ben yazarın verdiği mesajları çok beğendim. Örneğin Şarik’in sokaktan ilk getirildiği zamanki minnettar tavırları, insan olduktan sonra kaybolmuştu. Şarik kaba saba, kibirli biri olmuştu. Bu hem Bolşevik devrimi sonrası değişen toplum yapısını yansıtırken hem de şartlar değiştiğinde laf ettiğimiz, şikayet ettiğimiz insanlara dönüşebileceğimizi gösteriyordu. Kitabın başlığı ve içeriği ile ilgili olan şaşkınlığımı kitabın sonunda da yaşadım. Bulgakov, bence birçoğumuzu bu konuda şaşırmıştır. Yazdığı beklenmedik son, benim gözümde onu bir adım daha ileri taşıdı.
Damla Mengücek

”Her kim olursa olsun değişim yaşadığında benliğini kaybedebilir, olmadığı birine dönüşebilir.”
Köpek Kalbi kitabına biraz ön yargılıydım. Sonrasında ilk yarısı benim için keyifli ve hareketli geçti diyebilirim Şarik’in ameliyat olma kısmına kadarını daha çok beğendim. Fakat kitabı bitirip üzerine biraz daha araştırma yaptığımda benim için anlam kazandın. Şarik köpekken çok iyi kalpli aynı zamanda ezilendi yani bu kısımda proleteryayı temsil etmiş diyebiliriz ancak her kim olursa olsun değişim yaşadığında benliğini kaybedebilir, olmadığı birine dönüşebilir. Yazar sistem eleştirisi yanında bu konuda da mesaj vermek istemiş bence. Son olarak en sevdiğim alıntı ise: “Şunu anlayın ki, asıl korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Hem de doğada var olanlar arasında en rezilini.” alıntısı oldu.
Zeynep Yağmur Küçükyıldız