Yazı: Semanur DemirBir insanın bile isteyerek kendini sabote etmesine anlam veremiyor olabilirsiniz. Hatta insan, kendini nasıl sabote edebilir ki diye düşünebilirsiniz. Öncelikle, kendini sabote etmek ne demek, ona bir bakalım. Kendini sabote etmek, bir insanın gerçekleştirmek istediği şeyi yapabilme potansiyeli olmasına rağmen, onu yapmaya motivasyonunun olmamasıdır.Erteleme davranışları genellikle kendini sabote etmekle ilgilidir. Mesela, spor yapmak …
Yazı: Semanur Demir
Bir insanın bile isteyerek kendini sabote etmesine anlam veremiyor olabilirsiniz. Hatta insan, kendini nasıl sabote edebilir ki diye düşünebilirsiniz. Öncelikle, kendini sabote etmek ne demek, ona bir bakalım. Kendini sabote etmek, bir insanın gerçekleştirmek istediği şeyi yapabilme potansiyeli olmasına rağmen, onu yapmaya motivasyonunun olmamasıdır.

Erteleme davranışları genellikle kendini sabote etmekle ilgilidir. Mesela, spor yapmak istiyorsunuz. Bunun için bir salona yazılabilirsiniz, evde kendi imkanlarınızla da spor yapmaya başlayabilirsiniz. Yapabileceğiniz bir sürü şey olmasına ve bunların farkında olmanıza rağmen, kendinizi sürekli bu işi erteliyorken bulursunuz. Her zaman bir bahane bulma eğilimindesinizdir. Spora yazılmak için kendinizi motive ettiğiniz gün, illaki yazılmanızı engelleyecek bir bahane bulursunuz. Hatta çoğu zaman bunların bahane olduğunun farkında bile olmazsınız. “Bugün yağmur yağmasa, spora yazılmaya gidecektim” der ve buna cidden inanırsınız.

Bilim insanları, günlük hayatta gerçekleştirdiğimiz davranışların sadece %5’ini bilinçli olarak, %95’ini ise otomatik pilotta gerçekleştirdiğimizi söylüyorlar. Bu, kendimizi nasıl kolayca sabote ettiğimizi açıklıyor; çoğu zaman davranışlarımızın ve düşüncelerimizin farkında değiliz. Çoğumuz gün içinde aynı hareketleri tekrarlayıp duruyoruz. Bu, zihnin bir çalışma prensibidir. Beyin, bir şeyi ne kadar çok tekrar ederse, o kadar iyi öğrenir. Zihinse öğrendiği ve hayatta kalabildiği bilgiyi tekrar tekrar önümüze koyar. Öğrenilen şeyi otomatik pilotta yapabilmemizi sağlar. Zihin, bunu her ne kadar hayatta kalmamız için yapsa da, bu bizi konfor alanımıza kilitler ve o alanın dışına çıkmamızı engeller. Konfor alanımız dediğimiz alan aslında minimum seviyede hayatta kalmayı başarabildiğimiz alandır ve hayatta kalma modunda yaşamayı gerektirir. Oysa hayatı yaşamak, deneyimlemek hayatta kalma modundan çıkmakla, konfor alanını terk etmekle başlar. Erteleme davranışının altında genellikle regüle edemediğimiz, başa çıkamadığımız duygular yatar.

Bilişsel Davranışcı Kurama göre, duygularımızı oluşturan şey düşüncelerimizdir. Düşüncelerimiz çoğu zaman otomatiktir. Birden akla gelir ve modumuzu etkilerler. Düşüncelerimizin otomatikleşmesi ise o düşüncenin tekrar edilme sıklığına bağlıdır. Otomatik düşünceler genellikle çocukluk çağında ebeveynlerimizden duyduklarımızdır. Zamanla onların sesi, bizim iç sesimiz haline gelir. Örnek vermek gerekirse, küçükken teknoloji tasarım derslerinde çocuğun yapması gereken projeyi ‘bırak hiç dokunma zaten yapamazsın’ diyerek elinden alan ve kendisi yapan bir ebeveynin çocuğuna öğrettiği şey aslında ‘karşına bir iş çıktığında başlamadan vazgeç, çünkü sende bunu başarabilecek potansiyel yok’ olur. Bu çocuk, yetişkin olduğunda dahi spora yazılmak gibi basit bir eylemi başarısızlık korkusuyla erteleyebilir. Sıkı bir vücuda, sağlıklı bir bedene sahip olmayı çok isteriz; lakin bunun düzenli çalışma gerektirdiğini de biliriz. Bir şeyi düzenli olarak devam ettiremeyeceğimize inandığımız anda, istediğimiz gerçeklikten vazgeçeriz. Düzenli olarak gitmeyi başarabilecek miyim? Düşüncesi akla gelen ilk düşüncelerden biri olabilir. Zihin, geçmiş başarısız deneyimleri önüne serdiğinde, başlamadan geri çekilebiliriz.

Kendinizi sabote edip etmediğinizi anlamak için kendinize şu soruları sorabilirsiniz.
- Hedeflerime ulaşmamı ne engelliyor?
- Kendinize bu konuda dürüstçe sorular sorarak, ulaşmak istediğiniz hedeflere neyin engel olduğunu anlamaya çalışın.
- Negatif düşünce kalıplarım neler?
- Kendinizi olumsuz düşüncelere kaptırıp kaptırmadığınızı değerlendirin. Olumsuz düşünce kalıplarını fark etmek, bunlarla baş etmenin ilk adımıdır.
- Başkalarının bana bakışı ne kadar önemli?
- Başkalarının beklentileriyle aşırı şekilde ilgilenmek, kendi hedeflerinizi gerçekleştirmenizi engelleyebilir. Kendinize, başkalarının sizi nasıl gördüğüne ne kadar odaklandığınızı sorun.
- Zaman yönetimim nasıl?
- Zamanınızı etkili bir şekilde yönetip yönetmediğinizi değerlendirin. Procrastination (erteleme) eğilimlerinizi tanıyarak bunlarla başa çıkmaya çalışın.
- Başarısızlık korkusu beni nasıl etkiliyor?
- Başarısızlık korkusuyla yüzleşmek, kendinizi sabote etme eğilimlerinizi anlamanıza yardımcı olabilir. Başarısızlıkla yüzleşmekten neden kaçındığınızı düşünün.
- Kendime yönelik içsel konuşmalarım neler?
- Kendinize karşı kullandığınız dilin olumlu mu, yoksa olumsuz mu olduğunu düşünün. Olumsuz içsel konuşmalar, motivasyonunuzu düşürebilir.
- Duygusal durumlarımı nasıl yönetiyorum?
- Zorlayıcı duygusal durumlarla başa çıkma becerilerinizi değerlendirin. Duygusal olarak zorlandığınızda kendinize nasıl destek olduğunuzu gözden geçirin.
- Kendime karşı dürüst müyüm?
- Kendinize dürüst olmak, kendinizi daha iyi anlamanıza ve olumsuz davranışları tanımanıza yardımcı olabilir. Kendi zayıf noktalarınızı ve gelişim alanlarınızı tanıyın.

Bu sorular, kendinizi daha iyi anlamanıza ve potansiyel sabote edici davranışları belirlemenize yardımcı olabilir. Her bir soruya açık ve dürüst cevaplar vermeye çalışın. Unutmayın, bu süreç bir gelişim ve farkındalık sürecidir.