Haber: Meltem Uygun Kitap HırsızıYönetimler, kitleleri kendi düşüncelerine göre şekillendirmeyi ve kendi ideolojilerini benimsetmeyi amaçlamaktadır. Özellikle basın ve yayın üzerinde mutlak denetim sağlayan egemen güçler, insanların okuma kültürünün şekillenmesinde önemli bir rol üstlenmekte, insanların neleri okuyup neleri okumamaları gerektiği konusunda doğrudan etkide bulunabilirler. Bu aşamada kimi zaman gazete ve dergi yayınları sansürlenebilmekte, kitaplar yasaklanabilmekte ve …
Haber: Meltem Uygun

Kitap Hırsızı
Yönetimler, kitleleri kendi düşüncelerine göre şekillendirmeyi ve kendi ideolojilerini benimsetmeyi amaçlamaktadır. Özellikle basın ve yayın üzerinde mutlak denetim sağlayan egemen güçler, insanların okuma kültürünün şekillenmesinde önemli bir rol üstlenmekte, insanların neleri okuyup neleri okumamaları gerektiği konusunda doğrudan etkide bulunabilirler. Bu aşamada kimi zaman gazete ve dergi yayınları sansürlenebilmekte, kitaplar yasaklanabilmekte ve yayınevleri kapatılmaktadır.
Brian Percival yönetmenliğindeki 2013 Almanya ve ABD ortak yapımı Kitap Hırsızı, Naziler’in Almanya’da iktidarda bulundukları dönemde, okunan kitaplar üzerinde kontrol kurarak Alman halkının kitap okuma kültürünün şekillenmesini beyaz perdeye yansıtmıştır. Film, Liesel adlı bir kız çocuğunun hayatı üzerinden Nazi Almanya’sı ve Nazizm ideolojisi üzerinden şekillenen eğitim ve kitap okuma kültürü konu edinmiştir.

Göstergebilimsel Analiz
“Küçük bir gerçek öleceksiniz.Tüm çabalar nafiledir, hiç kimse sonsuza dek yaşamaz. Keyfinizi kaçırdıysam kusura bakmayın. Size tavsiyem; vaktiniz geldiğinde panik yapmayın. Korkunun ecele faydası yok.”,
Filmin başında yer alan bu kısa kesit ile tüm hikâye boyunca anlatıcı, savaşın insanlar üzerinde yarattığı yıkım ve ölümü anlatmaktadır. Filmin başında da belirtildiği gibi anlatıcı ölümdür. Filmin başlarında beyaz bulutların yer alması güzel bir başlangıç hissi verir. Kara trenin dumanıyla beyaz bulutların kaybolması kötünün başlangıç noktası olmuştur. Film de dikkat çeken kelimelerden biri olan “Lider” anlamındaki “Führer” ilkesinin gerektirdiği şekilde, tüm yurttaşların temsilcisi olmakla beraber halkın, partinin ve devletin önderidir. Film de “Hitler’in 50. Yaş Günü” kutlamalarında bayrak asma etkinliği, şehirde NSDAP’nin simgelerinin bulunması, Nazilerin Almanların sosyal ve toplumsal hayatı üzerinde etkisi olduğunu ifade etmektedir.
1926’dan beri zorunlu olarak parti içinde kullanılan :Hitler selamı” da film de vurgulanmıştır. Hitlerin selamı aynı zamanda Nazi selamı olarak da bilinir, “Çok yaşa Hitler”, “Selam Hitler” ya da “Hitler’e selam” anlamlarına gelmektedir. Filmin ilk sahnelerinde okullarda görülen Nazi bayrakları, Adolf Hitler’in resmi vb. simgeler ile okulları, Nasyonal Sosyalizm ideolojisini yaymak ve benimsetmek için bir aracı olarak kullanılmaktadır. Son olarak Max, Kavgam kitabının sayfalarını ve kitapta bulunan Hitler’in fotoğrafını beyaza boyaması Nazi rejiminin öğretilerine karşı çıkılmasını ifade etmektedir. Kitabın boş sayfalarının Liesel tarafından doldurulmasıyla kitapla yaşam arasında bir ilişki meydana gelmektedir. Bu açıdan kitap, yaşamı simgelemektedir.

Kitap Yakma Eylemi
Naziler’in Almanya’da iktidara geldikten sonra özellikle basın ve yayın alanında sansür uyguladıklarını söyleyebiliriz. Daha çok kitaplar üzerinde kontrol sağlayarak halkın hangi kitapları okuyup hangilerini okumayacağı konusunda doğrudan etkide bulunmaktadırlar. Kendilerini yücelten kitapları ön plana çıkarırken, kendilerine tehdit olarak gördükleri kitapları ise halkın katılımıyla yakar.
Kitapların yakılması otorite mesajı vermektedir. Bu açıdan Nazilerin Alman halkı üzerinde kurduğu otoriteye vurgu yapılmaktadır. Tüm bu etkinlikler gerçekleştirilirken de meydanda “Das Lied der Deutschen” in söylenmesi ve Nazi selamının yapılması, kitap yakma eyleminin ulusal bir görev olarak algılanmasına neden olmaktadır.