Join the Club

Get the best of Editoria delivered to your inbox weekly

Ege Aydan: Kendi kişiliğinizi unuttuğunuz an oyun başlar.

Devlet Tiyatroları yönetmeni, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, ressam Ege Aydan ile sanat ve hayat üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisine nazik tavrı için teşekkür ederiz...Röportaj: Kerem Ateş, Eylül Giriftinoğlu Annenizin ünlü bir ses sanatçısı olması nedeniyle sanatınıza olan saygıyı ve çalışma disiplinini edindiğinizi söylüyorsunuz. Doğduğunuz ve büyüdüğünüz koşulların size sağladığı olanaklardan bahseder misiniz? Sadece …

Devlet Tiyatroları yönetmeni, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, ressam Ege Aydan ile sanat ve hayat üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisine nazik tavrı için teşekkür ederiz…

Röportaj: Kerem Ateş, Eylül Giriftinoğlu

Annenizin ünlü bir ses sanatçısı olması nedeniyle sanatınıza olan saygıyı ve çalışma disiplinini edindiğinizi söylüyorsunuz. Doğduğunuz ve büyüdüğünüz koşulların size sağladığı olanaklardan bahseder misiniz? Sadece şansa dayanmayan başarılı ve çeşitli bir hayatınız olduğunu da bildiğimize göre, bu olanakların üstüne neler katarak bu noktaya geldiğinizi düşünüyorsunuz? 

Sanata karşı saygılı ve disiplinli olma aldığınız akademik eğitimin size kattığı bir edinimdir ve bu aslında her iş için geçerlidir. İşinize gösterdiğiniz özen haliyle saygı ve disiplin gerektirir. Annemin, babamın, dayımın sanatla iç içe olan yaşantılarının üzerimdeki etkisi de doğal olarak hayatı yaşama şekli olarak algılamama yol açmıştır. Mezun olduğumda ise, edindiğim akademik eğitim ve aile terbiyesinin davranışlarımdaki etkisinin avantajlarını düşünmeden meslek hayatıma başlamışımdır. Yıllar sonra geriye baktığında disiplinin, saygının, yılmadan özenli çalışmanın ne kadar doğru bir yol olduğunu fark etmişimdir.

30’dan fazla serginiz var ve Avrupa’nın ilk on ressamı arasına girdiniz. Resim sanatının hayatınızda önemli bir yer tuttuğu açık. Peki hayatı ve düşüncelerinizi resme dökmeye sizi ne itiyor ve çocukluğunuzdan beri bitmeyen şevki nasıl sağlıyorsunuz?

Kendimi bildim bileli resim yaparım, bu tutkunun bende nasıl başladığını bilmiyorum, çizgi roman olsun karikatür olsun hep çizmişimdir. Ve sanırım bende bu, hayata esprili bir nokta koyma sevdasıydı belkide. Yıllar içinde resim sanatının kendi bilgi görgümle eş değer gelişmesi sonucunda kişiliğime uygun malzemenin hangisi olacağı da belirlenmiş oldu. Yağlı boyayı, çamurdan heykeller yapmayı, ya da tahta yontmayı bir tarafa bırakıp tamamen suyla boyanın macerasına kapıldım diyebilirim. Işığın suyla anlatılması beni çok heyecanlandırdığı için suluboya vazgeçilmezim oldu. Kendimi ifade etmenin en güzel yolu.

Resim, seslendirme, tiyatro gibi birçok alanın yanında Çalakalem isimli bir şiir kitabınız da var. Kitap yazma fikri nasıl ortaya çıktı? Yeni bir kitap daha yazmayı düşünüyor musunuz? 

Sanatçının, sanatı tam olarak anlayabilmesi için, ciddi anlamda sanatın her dalı ile haşır neşir olması gerektiğine inanan biriyim. İlla profesyonel anlamda şair, heykeltıraş, edebiyatçı ya da müzisyen olması gerekmez tabi ama bu dallar içinde bir eser yaratmanın macerasını yaşaması sonucu, bunun kendi iş disiplini üzerinde büyük etkileri olacağı kesindir… Üstelik eseri oluşturan detayların, nasıl özenle seçileceği aslında her sanat dalı için aynıdır. Renkler, kelimeler, ya da notalar… İş, bunları bir araya getirebilme becerisindedir. Atölyemde kimi zaman müzik kimi zaman heykel kimi zaman da bir şeyler yazarım sağa sola, bir çeşit idman, belki de bir sonraki yapacağım resme hazırlanıyorumdur, böyle böyle biriken şiirlerimi sadece sketcherimle yani bir çırpıda çizilmiş desenlerimle birleştirerek ve adına da çalakalem diyerek bir kitap oluşturmak istedim. Asla bir şair edası değil tam tersi bu bir ressam edasıydı. Şu sıralar sadece sürprizi yüksek komik ya da acı hatıralarımı yazıp biriktiriyorum. Belki bir kitap olurlar gelecekte.

Küçüklüğünüzden beri bilim kurgu seven biri olarak Star Wars’ın çıkışıyla koleksiyonculuğa başladığınızı söylüyorsunuz. Sizin için koleksiyonculuğu ve bilim kurguyu bu kadar ilginç kılan nedir? 

Resim için söylediğim şey gibi bilim kurguya duyduğum tutku bende ne zaman oluştu bilmiyorum, tek hatırladığım doğan kardeş ve 1001 roman dergilerinin üzerimdeki etkisi büyüktür. Ufkumuzun yepyeni dünyaların açılması ve istediğiniz gibi bunları yönetebilmek arzusu beni bu günlere kadar getirmiştir. Montaj ve yönetmenlik her detayla ilgilenmenizi ve müthiş bir gözlem yapmanızı gerektirir. Bütün bunlar beni ben yapan özelliklerim olduğu kesin. Bir de bunları bir arada tutmak biriktirmek hepsinin sadece size ait olduğunu düşünmek büyük bir zevk.

Uncharted oyun serisinde Victor Sullivan’ı seslendirdiniz, bir oyun karakterine ses verme süreci sizin açınızdan nasıldı? 

İşte harika bir soru. Üstelik bilgisayar oyunu tutkunuyum ve bir gün içlerinden bir tanesini seslendirme teklifi ile karşılaşıyorsunuz. Kısaca şunu söylemeliyim ki bitmiş bir oyunu seslendireceğimi sanırken, bu konudaki gizliliğin, özenin, parça parça seslendirileceğinin, kimi zaman görüntülerin bile tamamlanmadığı videoların seslendirileceği, kimi zaman sadece seslere göre görsellik katılacağının bilgisizliği içinde başladım bu sürece. 6 ay kadar sürmüştür. Sonuçta ödül almak noktasıyla taçlandırılmıştık.

Oyunculuk, yönetmenlik, ressamlık ve koleksiyonculuk gibi çeşitli ilgi alanlarınız ve hobileriniz var. Bunların hepsine nasıl zaman ayırabiliyorsunuz? 

Zaman ayırmıyorum, sadece böyle yaşıyorum. Bir oyun yönetirken ya da bir dizide oynarken bile resim yapabilir bir açık artırmaya katılabilirsiniz

Birçok ilgi alanınız ve birçok yeteneğiniz var. Fakat eğitiminizi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro bölümünde tamamladınız. Sizi oyunculuğa yönelten şey neydi? Küçükken de oyuncu olmak istiyor muydunuz? 

Küçükken böyle bir sevdam olmadı ve ailem bu konuda beni yönlendirmedi, ne zaman ki arkadaşlarımın arasında onlara hikayeler anlattığımı ve onlarında beni ilgiyle dinlediklerini fark ettim, o zaman oyunculuk yapmaya karar verdim. Oyun kurmak resim yapmak müzik çalmak hepsi bana çok yakın şeyler.

Oyunculukla ilgili ustalarınızdan öğrendiğiniz en önemli ders neydi? Sizin için oyunculuğun olmazsa olmazı nedir?

Kendi kişiliğinizi unuttuğunuz an oyun başlar… Nedir bu unutma; zihnin boşalmasıdır, oynayacağınız karaktere bürünmesidir. Bunun için tasalarınızı hırslarınızı aşklarınızı o aşamada unutup oynayacağınız karaktere yer açmanız gerekir. Bunun adı konsantrasyondur işte. Ustalardan öğrendiğim şey ise, oyun o saniye başlar, bunu ne kadar geciktirirseniz hayat o kadar önünüze geçer.

“Oyuncu ve yönetmen olsam da kötü bir izleyiciyim” diyorsunuz ve güncel Türk dizilerini izlemekten uzak olduğunuzu da ekliyorsunuz. Sizce Türk dizi sektörü eskiye göre nasıl bir durumda?

Kötü izleyiciyim demişsem tamamen seçici olduğum ve popüler kültürden uzak durmaya çalıştığım içindir. Türkiye de her zaman güzel ve özenli diziler çekilir fakat reyting kaygısı ile işler dejenere olmaya başlar belli tekrarlar birbiri ardı aynı işler çıkmaya başlar… Bazen bu savaşta çok iyi işler güme gider ama nedir, bunların hepsi televizyon kutusu işleridir, acımasızdır.

Instagram’ı düzenli ve aktif kullanan biri olarak uzun zamandır üçgen binalar paylaşıyorsunuz. Bunlar dünyanın türlü yerlerinden farklı kişiler tarafından ya da kendiniz tarafından çekilmiş oluyor. Bu serinin ortaya çıkış hikayesi var mı?

Gezi olayları zamanıydı ve her oluşum kendini ifade etme adına orda toplanıyordu. Ben de taraf tutmadan, hepsini içine alabilecek bir cümle arayışı içinde buldum kendimi. O zaman Instagram’a güzel fotoğraflar yükleme alışkanlığı içindeydim, (kaldı ki bunu hala sürdürüyorum.) Aklımda farklı olanı görebilmek fark edebilmek fikri canlandı. Bina olmuş köprü olmuş ya da üçgen beşgen fark etmez, sadece bir şeylerin diğerlerinden farklı görünmesi yeterli olacaktı. Bina deyince hep dört duvar düşünürüz, akla bu gelir, bu yüzden üçgen binalar konuya çok uygun düşmüştü. Ben de başladım sürekli bunları yayınlamaya, amacım farklı olanı göstermek hatta ötekileştirmemekti. Giderek ilgi gördü ve hala destek olan bir sürü insan var.

Bültenimize Katılın

Bu yazıyı beğendiniz mi? Aylık bültenimize bayılacaksınız.

Sanat Duvarı

Sanat Duvarı

Yorumlar

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir