Join the Club

Get the best of Editoria delivered to your inbox weekly

Bir Balıkçı Kasabası: Flört

Röportaj: Eylül Giriftinoğlu Grubunuzun ve yaptığınız müziğin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Flört’ün sizdeki yeri ne? Çünkü hepimizde yeri çok farklı. Çağatay KehribarFlörtün bendeki yeri, hayatımın büyük bir bölümü. Çünkü sürekli Flört için bir şeyler yapıp, Flört için bir şeyler üretip, Flört adına birtakım şeyler yapmak hayatınızın büyük bölümünü, zamanını alıyor ve doğal olarak da sizin hayatınızın bir …

Röportaj: Eylül Giriftinoğlu

Grubunuzun ve yaptığınız müziğin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Flört’ün sizdeki yeri ne? Çünkü hepimizde yeri çok farklı. 

Çağatay Kehribar

Flörtün bendeki yeri, hayatımın büyük bir bölümü. Çünkü sürekli Flört için bir şeyler yapıp, Flört için bir şeyler üretip, Flört adına birtakım şeyler yapmak hayatınızın büyük bölümünü, zamanını alıyor ve doğal olarak da sizin hayatınızın bir parçası haline geliyor. Siz de dinleyerek yapıyorsunuz. 

Ozan Kotra

Flört hayatımızın büyük bir parçası. Çünkü geçmişi uzun, dolayısıyla köklerimiz kalın. Dükkân açılalı epey olmuş, kimi zaman para kazanmış, kimi zaman batmış. Kapandığı zamanlar olmuş, haciz gelmiş, tekrar dükkân açılmış, devam etmiş, müşteri memnun kalmış, çok özel bir müşterisi olmuş. Dolayısıyla şimdi artık tabii biraz daha market kıvamına gelmeye başladı doğal olarak çünkü iş genişledikçe, büyüdükçe, yıllar da geçtikçe, tecrübe de kazandıkça hem yaptığınız işlerin yelpazesi genişliyor, hem ününüz artıyor. Ki biz çok kısa süreli yani çok kısa zamanda ünlü olmak ne demek onu çok çok iyi bilen insanlarız. O yüzden Flört’ü kurarken de hep şunu düstur edindik, ”önce şanımız yürüsün.” Parayı zaten kazanırız. Hani bu geçen yıllardan sonra Flört hayatımızın en büyük parçası oluyor, çünkü aynı zamanda para kazandığımız müessese oluyor. İnsanlar bizden bir şeyler bekliyorlar geniş adımlar attığımız zaman, yani biraz böyle suskun kaldığımız zaman, aramız bozuk olduğu zaman bir araya gelmediğimiz o dönemlerde insanlar bekliyorlar, küsüyorlar. Sonra biz tekrar bir araya gelip yeni şeyler üretmeye başlıyoruz. Ama her yeni ürettiğimiz şey, her yeni yaptığımız şey mutlaka ortaya bir çivi çakıyor. Biz öyle düşünüyoruz. O yüzden Flört bizim hayatımızın büyük bir kısmını kaplıyor. Her şeyi değil ama.  

Ata Akdağ

Yani çok kısa cevap vermem gerekirse benim için olmam gereken yer. Çünkü müzik dünyasında yapabilecek çok iş var aslında çok büyük bir sektör bu ama Flört grubunun üyesi olmak için biraz daha başka şeyler gerekiyor; kalifikasyon diyeyim. Şimdi onlara sahip olduğumu düşünüyorum. Bütün arkadaşlar gibi. Biraz zor açıkçası. Yani hem şarkı yazmanız gerekiyor yani hem enstrüman çalmanız, aynı anda vokal yapmanız hatta solist görevi de üstlenmeniz gerekiyor. Bütün bu özelliklere sahip olunca yani işte Batı’daki anlamıyla bir grup üyesi oluyorsunuz tam anlamıyla. Biz hep en iyileri örnek aldığımız için, yani gençliğimizde kendimizi buna göre yetiştirdik. O anlamda Flört tam da benim hani bütün kabiliyetlerini sergileyebileceği bir yer olduğu için ben en doğru yerdeyim şu anda. Benim için bunu ifade ediyor. Hani olmam gereken yerdeyim şu an.  

Kutay Bür

Flört benim için okul gibi. Sabah 8’de kalkıp akşam 3’e kadar süren, hatta daha uzun süren bir okul gibi. Açıkçası hem kültür anlamda sosyal anlamda hem de müzikal anlamda gerçekten çok kapsamlı bir okul gibi benim için şu an ve okuldan olduğu kadar faydalanmaya çalışıyorum bende. Sıkı çalışma gerektiriyor o yüzden mutluyum.  

Fuat Güner’in, biliyoruz ki sizde yeri çok ayrı, MFÖ’nün de. Bunun belli bir nedeni var mı? Neler yaşadınız, ne konularda yardımcı oldu size?  

Ozan Kotra

Yani şimdi Türkiye’de polifonik müzik çok zor yapılan bir şeydi. Geçmişte de şu anda da öyle. Polifonik müzik yapan, yani çok sesli müzik yapan bir tek MFÖ vardı hani grup olarak. Başka da öyle aman aman bir grup yoktu ve onlar da gerçekten çok iyilerdi. Dolayısıyla çocukluğumuzda siz nasıl Flört seviyorsanız biz de Mazhar Fuat Özkan’ı severek büyüdük. Müziğe başladık, müziğe başlamamız da tabii ki ilham kaynakları olmuşlardır. Hani bir Beatles kadar olmasa da. Sonrasında çok genç yaşta Fuat Güner ile de tanışınca e tabii zaten idealimiz olan bir kişiliğin bizim grup hayatımıza yön vermemiş olması çok abesle iştigal olurdu. Dolayısıyla Fuat abinin bu grupta yeri çok büyüktür. Biz bazen kendi aramızda espri yaparız. Flört’ün F’si sensin, biz ‘lört’ olan kısmıyız. O her zaman bizim dünyamızın içindedir. Bazen gelir prodüktörlük yapar. Bazı işlerde bizim ihtiyacımız olur. Hadi gel bu işi beraber yapalım, deriz. Bazen ‘hadi ben geliyorum’ olur yani o bizim ailemizin babası gibi.  

Onun adı Hasan, Sivas’tan Çıkmış Yola gibi hikâye anlatan birçok şarkınız var. Bu şarkıların gerçek bir hikayesi oluyor mu? Olmuyorsa kurgularken nasıl kurguluyorsunuz? Nasıl oluyor bu süreç? 

Ata Akdağ

İşte o saydığınız şarkıları kurgulamak çok zor yani bir kere. Çünkü onlar gerçek hikayeler ve sonuçta bizim dışımızda gözlemlediğimiz ama hani bize çok yakın olan, hayatımızda çok iz bırakan insanları biz bir şekilde şarkılaştırıyoruz, onları şarkılara dönüştürüyoruz ve çok özel bir şey çıkıyor. Mesela bir albümü baştan sona on şarkısını da aşk şarkısı yapmanız da mümkündür. Ancak içlerinden bir tanesi böyle olduğu zaman çok etkileyici oluyor ve farklı bir yere gidiyor. O şarkının yeri ayrı oluyor, dinleyicide. Biz bunu yaptık yani Rasta Baba’da da öyle. Yani öyle bir karakter olmayacaktı Flört yazmasa. Öyle birisi en azından. Yani sanat boyutuna taşınmayacaktı. Böyle anlarda şunu yapmaya çalışıyoruz, bazen şarkı yazarlığında standart kalıpların dışına çıkmaya çalışıyoruz. O kalıbı kırmaya çalışıyoruz. Bu da zaten hani kendimizi tekrar etmemizi de engelleyen de bir şey, bir yeni yol oluyor. O yüzden ben çok tercih ediyorum. Yani bizi etkileyen biri varsa çok, hayatımızda iz bırakan, onun bir de şarkısı olsun istiyorum yani.  

Eylül Giriftinoğlu

Dinleyici açısından da bu iş böyle ilerliyor. Flört deyince akla aşk şarkısı değil de daha çok Rasta Baba gibi şarkılar geliyor. Rasta Baba zaten ayrı bir dünya. Ben de ilk Rasta babayı hatırlıyorum.

Ozan Kotra

Yakın çevremizi ve bir de hobilerimizi yani ilgi alanlarımızı da şarkı şarkılarımız da mutlaka katıyoruz. Mesela denizcilik ilgimizi çekiyorsa veya o denizcilik tabirleri, Yola Devam’da bulabilirsiniz onu, son şarkıda bile bulabilirsiniz yani denizi, dalgayı. Çünkü o Flörtün içinde bir balıkçı kasabası da var. Ya geçen gün çok yakın zamanda yapmış olduğumuz bir canlı yayını izledim. Yani canlı yayın yaptıktan sonra ne yaptık ne konuşmuşuz diye izledim. Konuşma esnasında anlamamıştım yani kafam demek ki başka bir yerdeymiş ama Ata Flört’ü o kadar güzel tarif etmiş ki yani kırk yıl düşünsem bu kadar güzel anlatamazdım. Mesela demiş ki diğer gruplar gökdelen gibiler demiş. Hani gökdelen olmuşlar demiş. Çünkü bir temelin üstüne inşa edilmiş. Hep aynı tarz, hep aynı şarkılar başlamış. 50 yaşına gelmiş, aynı şarkıyla devam ediyor ama gökdelen olmuş. Takdir edilesi. Flört demiş bir kasabadır. Yüksek binaları vardır, alçak binaları vardır. Geniş sokakları vardır. Dar sokakları vardır. Çıkmaz sokakları vardır. Girersiniz, kayıp olursunuz.  

Çağatay Kehribar 

Karanlık sokaklar. 

Ozan Kotra

Karanlık sokakları vardır. Yani bir tarafta bir gökdeleni mi yani tercih edersin, bir taraftan da içinde pek çok renkleri, sokakları, kişilikleri, karakterleri barındıran bir kasabayı mı? 

Çağatay Kehribar

Bir evde parti var mesela.  

Ozan Kotra

Bir evde cenaze.  

Ata Akdağ

Flört o yüzden Bütün diskografisinin dinlenmesi gereken gruplardan biri. Hani Flört’ü anlamak için evet tamam ben artık Flörtün ne yaptığını biliyorum diyebilmek için bütün şarkılarını dinlemek gerekiyor. Bütün albümlerini  

Çağatay Kehribar

95’e yakın şarkı var. Uzun bir yolculuk.  

Tam da aslında aynı yerden devam edeceğim. Yarattığınız her şarkıda devamlı müziğinizi geliştirmeye yönelik çalışıyorsunuz zaten ve hep bir farklılık arıyorsunuz. Yeni şarkınız da Ne Yaparım Ben. Farklı olarak ne yapmaya çalıştınız bu sefer? Anlam olarak mı bir farklılık var?  

Çağatay Kehribar

Şimdi şöyle bir fark oluyor. Biz sürekli kendimizi geliştiren bir grubuz. Hem teknolojik olarak hem bakış açısı olarak sürekli geliştirmeye çabalayan ve hep yeni şeylere bakan, kendini sürekli beslemeye çalışan bir ekip olduğumuz için yaptığımız her yeni iş zaten yeni oluyor. O dönemin, o anın getirileri ile beraber o anın enerjisiyle teknolojik imkanları da beraber yeni olmuş oluyor zaten.  

Ozan Kotra

Yani bu sound da öyle. Şu an dinlemiş olduğun sound Flörtün en modern sound’u 

Eylül Giriftinoğlu

 Evet o hissediliyor dinlerken de. 

Ozan Kotra

Evet, dijital kaydettik. Dijital teknolojinin artık neyin başka nimetleri oluşmaya başladı ve o nimetlerden faydalanmaya başladık. Yani biz analog saplantılı bir grup olmaktan artık çok uzağız. Doğrusu en iyisi neyse o. O dönemde gerçekten en iyisi oydu. Ama şu an artık artılar, eksiler, teraziler değişiyor ama yine bir analog albüm de yapabiliriz.  

Ata Akdağ

Tabi küçük farklar da yok değil aslında. Bizim bildiğimiz mesela vokallerde küçük bir fark var. Hani Ne Yaparım Ben son şarkıda bir kanon, bir vokaller var. Şarkının tamamını dinlerseniz daha önce hani denemediğimiz bir şey yaptık mesela kendi namımıza böyle şeyler de var. 

Eylül Giriftinoğlu

Evet yani bir farklılık seziyorum ama müzikal bilgim çok yüksek olmadığı için anlayamıyorum ama hissediyorum kesinlikle farklılığı.  

Ata Akdağ

Evet hissediyorsunuz orada bir fark var evet. 

Dijital kayda yönelmişsiniz ama benim analog kayıtla ilgili de bir sorum var. Bu bize özel, tamamen analog kaydedildi. Bunun artıları, eksileri neler onlardan biraz bahsedebilir misiniz?

Ozan Kotra

Artısı çok. Çok gerçek.  

Çağatay Kehribar

Analog kayıt bir disiplin gerektiriyor. Dijital kayıt kadar kolay rahat bir çalışma yapamıyorsunuz orada gerçekten bir disiplinle yapmanız gerekiyor. Sonradan düzeltirim ben bunu sonradan şöyle yaparım diye bir düşünceyle değil. Yaptığınız da bir kayıt çaldığınızda bitmiş olması gerekiyor kanalın. Ve o disiplin ve o çevre onun da bir çerçevesi vardır. Yani bir paspartu gibi düşünün, analoğun bir çerçevesi vardır. Biz ondan çok hoşlandığımız için o çerçeveyle tınlatıp şarkılarımızı dinlemeyi seviyorum. Ve gerçekten plağa basmak istediğimiz için de bunun önemi büyüktür. Çünkü sonuçta plak da bir analog, fiziksel bir medya ve o müzik medyaya bir ürün hazırlıyorsanız, onun da ona en yakın mecralardan geçip ona ulaşmış olması gerekiyor. Biz de bu bütün bu tecrübelerle, bütün bu birikimle işte en son bize özel plağını hazırladık ve ondan sonra artık bizim için yeni bir dönem başlıyor. O da biliyorsunuz ki teknoloji gelişiyor artık hep stereo müzik dinliyorduk, iki kanallı işte şu an Dolby Atmos denen bir şey var. Üç boyutlu müzik diye bir şey çıktı.  

Ozan Kotra

Çok değişik bir şey.  

Çağatay Kehribar

Apple bunun için bir streaming servisini sunuyor artı. Siz iki kulaklıkla üç boyutlu müziği dinleyebiliyorsunuz. 

Ozan Kotra

Müziğin ortasında oluyor oluyorsunuz. İTunes’tan dinleyin mesela İTunes’u açın. Kimde varsa ya da birinden edinin İTunes dinleyen birinden. Takın kulaklığınızı orada Dolby Atmos bir şarkıyı dinleyin bizim şarkıyı da dinleyebilirsiniz.  

Eylül Giriftinoğlu

Bir kulaktan bir kulağa gibi mi? 

Çağatay Kehribar

Yani bir kulaktan bir kulağa değil mesela normal müzik kafanızın içinde çalar kulaklık taktığınızda, Dolby Atmos müzik dinliyorsanız etrafınızda çalıyor. Yani bunu böyle bir farkla anca anlayabilirsiniz. Yani VR gözlük takmak gibi.  

Ozan Kotra

Müziğin ortasındaymışsınız gibi düşünün. 

Çağatay Kehribar

VR gözlük takmışsınız gibi düşünün. Müziğin üç boyutlu hali yani bu. Ve teknoloji de biliyorsun ki şu an dijital şeyler gerektiriyor. Yatırımlar ve dijital makineler gerektiriyor. 

Ozan Kotra

Türkiye’de de bunu yapan ilk grubuz. 

Çağatay Kehribar

Evet, rock kategorisinde şu an bizden başka yok. Yani şu an Dolby Atmos ve müzik hizmeti sunan ve müzik dinleme imkânı sunan yok. 

Ozan Kotra

Çok pahalı da epey bir pahalı 

Eylül Giriftinoğlu

Yeni şarkı sanırım öyle. 

Çağatay Kehribar

Evet, Ne Yaparım Ben öyle.

Ozan Kotra

Bunu İTunes’tan dinlediğinizde görürsünüz, hissedersiniz.  

Çağatay Kehribar

4 Kasım’da çıkacak bir şarkımız var şimdi İstanbul belki biliyorsunuz bizim eski bir şarkımız. 

Eylül Giriftinoğlu

Benim vapur şarkım. 

Ozan Kotra

O geri dönüşüm, bir de ileri dönüşüm var. Bunu biliyorsunuz değil mi? Bir de ileri dönüşüm, geri dönüşüm.  

Çağatay Kehribar

İstanbul zaten bir vapur. Sen gördün mü kapağını? Sen bizim Instagram hesabını takip ediyorsun. 

Eylül Giriftinoğlu

Evet ediyorum.  

Çağatay Kehribar

Kapağını paylaştık. Vapur var işte denizde. O şarkıyı tekrar kaydettik, onu da Dolby atmos yaptık ve böylelikle teknolojinin şu an en üst noktasında ürün çıkarabildik. 

Eylül Giriftinoğlu

4 Kasım’da vapura binmem lazım.  

Ozan Kotra

Yani şu an içerisi uzay mekiği gibi.

Eylül Giriftinoğlu

 İçerisi çok güzel stüdyonuz gerçekten. Yani bizim için gerçekten uzay mekiği gibi bu arada. Çünkü hiç bilmiyoruz müzik şeylerini. Ben sadece gitar çalıyorum o kadar. 

Çağatay Kehribar

Böyle bir şey.  

Her yaş kitlesi sizin müziğinizi dinliyor. Az önce de konuştuk üzerine zaten 18 yaşında biri de, 40 yaşında biri de, 6 yaşında biri de dinliyor.  

Çağatay Kehribar

Üç yaş da var. Sadece Flört dinleyerek yemek yiyen bebekler var.

Ozan Kotra

Gerçekten. 

Çağatay Kehribar

Flört açıyorsunuz, 

Ozan Kotra

 Anca öyle yiyor. Başka türlü yemiyor. 

Ata Akdağ

Ben bunu Flörtün şarkılarının melodik olmasına bağlıyorum. Her şeyden önce. Düşündüm, ilk sebep olarak bunu buldum yaş aralığı açısından. Çünkü biz ve bizden önceki daha da hani yaşını başını almış insanlar bizim büyüklerimiz de hep eskiden çok güzel melodiler dinlerlerdi o zaman hani melodi varsa zaten şarkı vardı, hani ortaya güzel bir melodi konmadığı zaman o hiç kaydedilmezdi öyle bir şarkı. Sonradan müzik evrilmeye başladı. Daha çok ambiyanslar ortaya çıkmaya başladı. Farklı tarzlar ortaya çıkmaya başladı. Ama melodi bizce hala olması gereken bir şey. Yani geçerli bir şey ve melodi yazabilme kabiliyetimiz var. Bunu söyleyebilirim kesinlikle. Yani bütün şarkı yazarları içinde bu gruptaki herkesin ve çocuklar da melodiyi çok severler. Çünkü onlar için müziği gitar, bas gitar gibi çok çok ayrı inceleyip analiz etme gibi bir şansları yok. Yani işte küçücük bir çocuğun o öncelikle yani neye bakacak, şarkının oradaki tekrar edebileceği şeye, melodiye ve Flört’te de bu var zaten. Bu yüzden bizim yaş aralığımız çok büyük diye düşünüyorum, ilk sebebi bu yani. Melodik olması. 

Eylül Giriftinoğlu

Ya bu olay yani şu an ben siz bir şeyler anlatırken yeni yeni fark ediyorum ben normalde dinlediğim herhangi bir şarkıda bir kere dinlesem sözlerini hatırlarım ama Flört’ün Bize Özel albümünü ilk dinlediğimde o zaman hiçbir sözü ilk dinlemeden sonra hatırlayamamıştım. Yani o kadar melodiye odaklanmışım ki sözlerin hiçbiri aklımda kalmamıştı. 

Bir rock pop grubusunuz. Tabii ki genellikle rock dinliyorsunuzdur. Dinlediğiniz müziklerden de genellikle bahsediyorsunuz ama bunu dinlememi benden hiç beklemezler ya dediğiniz bir şarkı var mı, ya da grup?  

Ata Akdağ

Ben söyleyeyim Dean Martin, Nat King Cole, Julio Iglesias gibi eski şarkıcıları severek dinlerim. Yani hiç rockla falan ilgisi olmayan şeyler onlar. 

Çağatay Kehribar

 O kadar çok şey dinliyorum ki hepsi zaten bana öyle geliyor. Çok çeşitli dinliyorum. 

Ozan Kotra

Yani Hakkı Bulut’un Son mektup.  

Ata Akdağ

Harbiden bu sorunun cevabı bu yani. 

Ozan Kotra

Kimse benden böyle bir şey beklemez Ama Hakkı Bulut’un Son Mektup şarkısının da söyleyişinin de hastasıyım. Yani sadece o şarkısını dinlerim.  

Ata Akdağ

O gönderdiğin şey değil mi yani WhatsApp’tan? Evet acayip melodik falan  

Ozan Kotra

Gerçekten. Yani sözler de zaten çok efsane. Yani. Bir de onun George Michael versiyonu var.  

Ata Akdağ

Evet, o muhteşem. 

Ozan Kotra

Ben böyle bir şey hayatımda dinlemedim yani. Binlerce kez dinledim. Bir hafta onu dinledim. O kadar iyi olamaz yani, bu kadar iyi olamaz yani.  

Çağatay Kehribar

Hatta dinledi bize de empoze etti. Bak bak bak diye. 

Ozan Kotra

Yani herkese gönderdim. Yani George Michael’ın alt yapısı. 

Ata Akdağ

Careless whisper mıydı? 

Ozan Kotra

Careless Whisper’dı evet, o üstte de baba okuyor ama o şarkı keşke öyle olsaymış filan oluyorsun.  

Eylül Giriftinoğlu

Onu not alalım da biz de dinleyelim. 

Ozan Kotra

Evet, dinleyin. Son mektup George Michael versiyon. 

Kutay Bür

Ben de çok böyle rockçı görünebilir ama klasik müzik çok dinlerim çocukluğumdan beri. Aynı zamanda rap müzik de takip ederim. Yabancı olmak kaydıyla 

Ozan Kotra

Ya 6 yaşında sahneye çıkıyor 6 yaşında, altı yaşında rap şarkı söylüyor filan. Bu kadar böyle bayağı şapka mapa falan, babası klavye çalıyor falan. Babası da müzisyen çünkü. 

Eylül Giriftinoğlu

Valla ben çok teşekkür ederim hepinize. Gerçekten zaman ayırdınız prodüksiyon da kurduk konuştuk. Çok teşekkür ederim. 

Bültenimize Katılın

Bu yazıyı beğendiniz mi? Aylık bültenimize bayılacaksınız.

Sanat Duvarı

Sanat Duvarı

Yorumlar

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir