Join the Club

Get the best of Editoria delivered to your inbox weekly

Bojack Horseman: Varoluşsal Nihilizm

yazı: Melisa Güller Herhangi bir şeyin gerçekten önemi var mı? Varoluşsal nihilizm, varoluşun özden önce geldiğine inanan, herhangi bir şeyin önemi olmadığını savunan bir felsefi görüştür. Bojack Horseman, bu görüşün işlendiği dizilerden biri. Diziyle aynı adı taşıyan karakterimiz Bojack Horseman, 90'larda yayınlanmış sitcom dizisinde oynamasıyla adını duyuran; ancak aradan geçen uzun yıllardan sonra elinde yalnızca güzel …

yazı: Melisa Güller

Herhangi bir şeyin gerçekten önemi var mı? 

Varoluşsal nihilizm, varoluşun özden önce geldiğine inanan, herhangi bir şeyin önemi olmadığını savunan bir felsefi görüştür. Bojack Horseman, bu görüşün işlendiği dizilerden biri. Diziyle aynı adı taşıyan karakterimiz Bojack Horseman, 90’larda yayınlanmış sitcom dizisinde oynamasıyla adını duyuran; ancak aradan geçen uzun yıllardan sonra elinde yalnızca güzel bir ev, araba ve paradan başka bir şey kalmadığının farkına vararak yeni arayışlara çıkmak zorunda bırakılan, alkolik ve depresif bir at. Kariyerinde çoğu menajeri tarafından belirlenmiş yeni hedeflere doğru giderken ve bu hedeflerin bazılarına başarıyla ulaşırken bir şeyi fark ediyor Bojack; mutlu olmadığını. 

“Bir Oscar adayısın. Nasıl hissediyorsun?” 

“Aynı hissediyorum.” 

Herhangi bir oyuncunun ulaşabileceği en iyi noktalardan biri olan Oscar adaylığına sahip olan Bojack, bu başarının onun iç huzuruna bir etkisi olmadığını fark ediyor. Oscar adaylığı, adı övgüyle anılan film yönetmeninden gelen başrol teklifi, kazanılan paralar, verilen partilerin ona daimi bir mutluluk getirmediğini anlayan Bojack’i, dizi boyunca gerçek mutluluğu ve hayatı ve getirdiklerini sorgularken görüyoruz. Bu sorgulayışında Bojack bölümlerden birinde bir kanıya varıyor; 

“…Yani demeye çalıştığın şey, her şey toplumun suçu ve biz bireyler olarak herhangi bir şey için sorumluluk almak zorunda değil miyiz? Evet, bu hoşuma gitti, yanlış bir şey yapmadım, çünkü yanlış bir şey yapamam,çünkü hepimiz çevremizin ürünüyüz, Hungry Hungry Hippos oyunu gibi olan random ve zalim evrende ordan oraya yuvarlanıyoruz!” 

Tabii Bojack, çok gerçekçi yazılmış, kusurlu bir karakter. Sorumluluk almaktan kaçan, problemlerini görmezden gelerek çözmeye çalışan, alkole sığınan, etik açıdan sorgulanabir davranışlarda bulunan birisi, ve bunun kendisi de farkında. 

“…İyi bir insan mıyım?…Bana iyi bir insan olduğumu söylemene ihtiyacım var. Biliyorum bencil, narsistik ve kendimi sabote eden biri olabiliyorum ama tüm bunların altında, derine inince, iyi bir insanım ve bana iyi olduğumu söylemen lazım…Söyle, lütfen, iyi olduğumu söyle.” 

Dizi aslında burda izleyiciye de bu soruyu soruyor gibi hissediyorum; Bojack Horseman iyi bir insan mı? Cevabı vermek oldukça zor birçok insan için. Peki iyi bir insan olup olmamanın bir önemi var mı? Mutluluk iyilikle elde edilebilir bir şey mi? Mutluluk aşkla elde edilebilir bir şey mi? Mutluluk aslında ne? Hayat, aslında ne? Peki bu soruların cevaplarını bulmanın bir önemi var mı? 

Varoluşsal nihilizm burada devreye giriyor işte. Bize diyor ki dizideki karakterlerden biri; 

“…Evren acımasız, umursamaz bir boşluk. Mutlu olmanın anahtarı bir anlam aramak değil, önemsiz saçmalıklarla kendini meşgul etmek, ve er geç ölmüş olursun.” 

Yani aslında hayatı ve evreni anlamaya ihtiyacımız yok, sadece yaşamaya ihtiyacımız var.

Bültenimize Katılın

Bu yazıyı beğendiniz mi? Aylık bültenimize bayılacaksınız.

Sanat Duvarı

Sanat Duvarı

Yorumlar

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir